ibadetlerin toplumsal hayata katkılarını araştırınız
TürkKızılay 2021-2030 Stratejik Amaçları. Toplumsal Dayanıklılık. A1. A2. Güçlü Yönetişim Kurumsal Güven. Yoksulluk ve Açlıkla Mücadele Etmek. Göç mağduru insanlara destek olmak. Sağlıklı yaşayan ve yaşlanan toplum için çalışmak. Hayata tutundurmak ve yaşam kalitesini artırmak için kan ve kan ürünlerini temin
Hakkında 1996 yılında eğitim-öğretim hayatına başlayan Işık Üniversitesi bugün 3 Fakültede 41 lisans programı, 1 Yüksekokulda 16 ön lisans programı, Lisansüstü Eğitim Enstitüsünde 33 yüksek lisans ve 6 doktora programıyla birlikte, Yabancı Diller Okulu ve Sürekli Eğitim Merkezi ile öğrencilere eğitim olanağı
Author Zeki Created Date: 10/05/2021 07:44:00 Title: 2021-2022 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSLARI 7.SINIF SOSYAL BİLGİLER DERS PLANI
15. Sınıf Türkçe Anıttepe Yayıncılık Paylaşalım Dinleme Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 212, 213, 214. 5. Sınıf Türkçe Anıttepe Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 212 Soruları ve Cevapları. 1.2.1 1. Paylaşmanın önemi ile ilgili bulduğunuz atasözleri ve özdeyişleri arkadaşlarınızla paylaşınız.
Program, kadın girişimci ve yöneticilere yeni araçlar sunmaya devam ediyor. EBRD, kadın işletmelerinin performanslarını daha iyi anlayabilmeleri ve gelişim alanlarını saptayabilmelerini sağlayan İşletme Merceği uygulamasını 2015’in ikinci yarısında hayata geçirdi.
Site De Rencontre Gratuit Pour Homme Celibataire.
Allah Azze ve celle’a ibadet e layık yegane tek varlık olduğu için ibadet etmeli, bu görevi de sadece O’nun emrini yerine getirmek ve rızasını kazanmak için yapılmalıdır. Allah Azze ve celle katında makbul olan ibadet bu şekilde ihlaslı olan ibadetlerdir. Bu manada ibadeti değerli kılan şey ibadettin çokluğundan ziyade o ibadetin samimi ve ihlaslı olmasıdır. İhlas ise niyetle alakalıdır ve bir ibadeti hangi düşünce ve niyetle yapılmasıdır. Bununla birlikte ibadetin pek çok maddi ve manevi faydaları ve yararları vardır. Ancak bu faydalar gözetilerek ibadet edilmez. İbadetlerin bireysel faydalarını şöyle açıklayabiliriz 1. İbadetler İnsanın Allah Azze ve celle İle İlişkisini Güçlendirir İnsan, ibadetlerle Allah Azze ve celle ile karşı sevgisini ve şükrünü ifade eder. Sadece Allah Azze ve celle’ın rızasını kazanmak için, gösterişten uzak yapılan ibadetlerin ödüllendirileceği haber verilmektedir. Allah Azze ve celle’a gönülden yönelme olan ibadet, Onun eşsiz büyüklüğü karşısında insanın güçsüzlüğünü anlama halidir. İbadetlerin özünde, insanının Yaratanı hatırlaması, kulluk bilincini gönlüne yerleştirmesi, verilen sonsuz nimetlere karşı teşekkür etme duygusu vardır. İbadet, birey ile Yaratıcı arasında manevi yakınlaşma sağlar. Belirli vakitlerde Allah Azze ve celle’a yönelmek, insanın yaratan ile ilişkisini güçlendirir. 2. İbadetler İnsanın İç Dünyasını Aydınlatır İbadetler, bireylerin ruhlarını, iç dünyalarını çeşitli sıkıntı ve streslerin olumsuz etkilerinden korur. İbadet eden kimse, görevini yerine getirmenin bilinci ile mutlu ve huzurlu olur. İç huzurunu sağlayan kişi, gelecekle ilgili yersiz korku ve endişelerden uzak olup çevresine yardımcı olur. Böylece, ibadetler hem insanın beden ve ruh sağlığını koruyucu hem de kişiliğini geliştirmesi bakımından önemli rol oynar. Kişi ibadet etmekle, dış dünyanın karmaşıklığından, modern yaşamın temposundan uzaklaşır, kendiyle baş başa kalır. 3. İbadetler İnsanda Güven Duygusunu Geliştirir Gücünün sınırlı olduğunun farkına varan insan, daha güçlü bir varlığı sığınma ihtiyacını ömrü boyunca hisseder. Bireylerin yalnızlık ve kimsesizlik gibi duygulardan kurtulmasına olanak tanıyan ibadetler, insandaki güven duygusunu geliştirir. Gücü, kudreti, ilmi sonsuz bir Yaratıcının huzurunda olmak, kişiye rahatlık, güven ve huzur verir. 4. İbadetler İnsanda Sorumluluk Bilincini Geliştirir Allah Azze ve celle tarafından en güzel şekilde yaratılan insanoğlu, dünyada başıboş bırakılmamıştır. Kişi, doğayı ve çevreyi insanlar ve diğer canlılarla paylaşır. Bundan dolayı, insan sadece kendisini değil, diğer insanları ve canlıları da düşünmelidir. İbadet etmekle sorumluluk kazanan insan, bütün varlıkları Allah Azze ve celle’ın yarattığını bilir ve güzel ahlaklı bir birey olmak için çaba gösterir.
Hac, ibadetlerin taşıdığı hikmetler bu sıra dahilinde özetlenebilirse de, bir dine mensup olanların yeryüzünde tek bir cemaat oluşturarak yılda bir defa belli bir yer ve zamanda birlikte ibadet etmesi demektir. Peki, ibadetin amacı nedir? Hac insanlığa neyi hatırlatır? Kabe'nin tarihi nedir? Haccın nostaljik boyutu nedir? Hac ile ilgili görüş ayrılığı var mıdır? Sizler için, Diyanet'in İlmihal-1 "İman ve İbadetler" kitabında yer alan bilgilere göre, haccın amaç ve ilkeleri hakkında merak edilenleri derledik. İBADETİN AMACI NEDİR? İbadetler öz ve amacı itibariyle kulun yaratanı ve O'nun üstün kudreti karşısında aczini itiraf etmesi, kendini kuşatan sonsuz zaman dilimi, uçsuz bucaksız varlıklar âlemi içinde konumunu bilip ona göre tavır alması ve bu ruh hali içinde O'nunla iletişim kurması demek olduğundan neticede bireyin mutluluğuna, bireyin kendisini tanımasına, kendisiyle ve toplumla barışık yaşamasına, bunun devamında da toplumsal huzur ve barışın kurulmasına hizmet eder. HAC NE DEMEKTİR? İbadetlerin taşıdığı hikmetler bu sıra dahilinde özetlenebilirse de, bir dine mensup olanların yeryüzünde tek bir cemaat oluşturarak yılda bir defa belli bir yer ve zamanda birlikte ibadet etmesi demek olan hac ibadetinde durum biraz daha farklıdır. Kutsal zaman ve mekân inancı hemen bütün dinlerde mevcuttur ve esasen haccın temelinde, ulûhiyyetin herhangi bir yerde tecellîsine ilişkin inanç yatar. İslâm dininde de, kutsal mekân ve zaman telakkisi hac ibadeti bünyesine yerleştirilmiştir. Hac sözcüğünün "kasıt, yöneliş ve yürüyüş" anlamına gelmesi, bir bakıma hac ibadetine saygınlık ve kutsiyet atfedilen birtakım özel mekânlar üzerinden Allah'a yürünmesi şeklinde sembolik bir mahiyet kazandırır. Kur'ân-ı Kerîm'de özellikle hac törenleri, bu törenlerin yapılacağı zaman ve yerlere ilişkin olarak kullanılan "haram aylar, belde-i haram, hurumâtullâh, şeâirullah" vb. ifadeler, sembolik saygınlık ve kutsiyet ifadeleridir meselâ bk. el-Mâide 5/1, 2; el-İsrâ 17/1; el-Kasas 28/57; el-Ankebût 29/67. HACCIN NOSTALJİK BOYUTU NEDİR? Haccın nostaljik boyutu, inanan bir kimsenin inanç kökleriyle bağlantısını tazelemesi bakımından önemlidir. Müslümanlık açısından düşünüldüğünde İslâm peygamberinin ve arkadaşlarının tevhid ve adaleti hâkim kılma mücadelesi, bu süreçte yaşanmış acı tatlı anılar, âdeta bir film şeridi gibi bu kutsal mekânları ziyaret eden kişinin gözünün önünden geçer. Bu nostalji, inanan kişiye daha yoğun bir dinamizm kazandırır ve daha üst düzeyde bir sahiplenme şuuru verir. HAC İNSANLIĞA NEYİ HATIRLATIR? Haccın lâhûtî boyutu, mahşeri andırmasıdır. Farklı dil, ırk, bölge ve kültürlere, sosyal konum ve ekonomik güce sahip insanların eşit statüde ve aynı renk ve tip elbiseler içinde toplanması, akın akın koşuşturması ve topluca ibadetler etmesi, bir bakıma âhirette yaratıcının huzurunda dirilişi ve toplanışı hatırlatır. Hac mümini âhiretteki bu diriliş ve toplanmaya hazırlar, bu bilinci kazanmasında ona yardımcı olur. Gerçekten de hac ibadetinde Müslüman, İslâm'a gönül vermiş olmanın mutluluğunu ve hazzını daha yakından idrak eder, yeryüzündeki bütün Müslümanlarla birlikteliğin ve kardeşliğin kolektif şuuruna erer. Dünyanın çeşitli bölgelerinden âdeta her biri bir temsilci ve gözlemci sıfatıyla Mekke'ye akın eden Müslümanlar, mîkat denilen belirli sınırlarda dünyayı, dünyevî farklılığı, hatta bencilliği ve ihtirasları temsil eden elbiselerini çıkarıp hepsini eşitleyen, birleştiren, onları dünya Müslümanlığının bir üyesi olmanın bilincine erdiren ihram elbiselerini giyerler. Artık "ben" yok, "biz" vardır. Müminler bir ufuktan diğerine akan beyazlar seli içinde yok olur, âdeta ölmeden önce ölümü ve âhiret hayatını yaşarlar. İHRAM NEDİR? İhram, kişinin kendini geçici kaygı ve bağımlılıklardan kurtarışının sembolüdür. İhram süresince toplumsal barışı ve bütünlüğü bozucu, bencilliği uyandırıcı, geride bırakılan geçici haz ve menfaatleri hatırlatıcı mahiyetteki her türlü eşya ve fiiller yasaklanmıştır. ARAFAT VAKFESi NEDİR? Arafat vakfesi, insanın dünyaya ayak basışını ve kıyamette Allah'ın huzurunda bekleyişini hatırlatır. Hac ruhun Allah'a yükselişini temsil ettiğinden, Kâbe hedef değil, belki sonsuzluğa ve bu mânevî atmosfere geçişin başlangıcıdır. Kâbe etrafında dönerek gerçekleştirilen tavaf, kâinatın ve yaratılışın özeti, teslimiyetin ve ilâhî kadere boyun eğişin sembolü sayılır. Koşmak anlamına gelen sa'y, bir canlılık, bir arayıştır, esbaba tevessüldür. Hacda dıştan bakıldığında sembolik davranışlar şeklinde gözüken her ibadetin ve şeklin bir anlamı, mümini eğitici ve bilinçlendirici bir yönü vardır. Hac ibadeti esnasında bu anlam ve bilinci yakalayabilen, haccın hikmetlerine nüfuz edebilen müminler, eski hata ve günahlarından arınarak hayata yeni bir canlılık ve şuurla dönerler. Hac onların hayatında kalıcı etkilere sahip bir dönüm noktası olur. Müminin yükümlülük şartları gerçekleştiğinde bir an önce hacca gitmesinin tavsiye edilmiş olmasının bir anlamı da budur. Esasen hac ibadeti, bir bakıma, hem İslâm'daki diğer ibadetlerin topluca ve bir arada sergilenişi görünümündedir, hem de namaz, oruç ve zekât ibadetlerinden izler taşır. Hacca giden mümin, namazlarda yönelip durduğu Allah'ın evine bizzat gelmiş, namazda yaşadığı Allah'la buluşma şuurunu daha yakından hissetmeye başlamıştır. İhrama girmek, namazdaki iftitah tekbiri mesabesindedir; her ikisinde de dünya arkada bırakılmaktadır. İhramlının özel günlerde birtakım dünyevî zevklerden geri durması da oruç ibadetini çağrıştırır. Hac bir yönüyle de toplumsal bütünleşme, kaynaşma ve arınmanın bir anlamda üniversal çapta gerçekleştirilmesidir. Peygamberimiz'in, Allah rızâsı için hacceden ve haccın özel günlerinde cinsel ilişkiden ve diğer yasaklardan sakınan kimsenin anasından doğduğu gün gibi günahlarından arınmış olarak memleketine döneceği şeklindeki ifadesi Buhârî, "Muhsar", 9-10; Müslim, "Hac", 438, haccın her bakımdan bir büyük arınma oluşuyla ilgilidir. HACCIN DÜNYEVİ BOYUTU NEDİR? Haccın dünyevî-insanî boyutu da vardır. Hac başta inananların bir güç gösterisi mahiyetindedir. Hacda dünyanın dört bir tarafından gelen Müslümanlar, hem dayanışma ruhunu daha derinden ve daha coşkulu hissetmiş hem de birbirlerinin yanında ve arkasında olduklarını, birbirlerini desteklediklerini münasip bir dil ile başkalarına göstermiş olurlar. Hac bu dayanışma ruhunun canlı tutulmasının bir vesilesidir. Görüşüp tanışmaya vesile olması yanında hac, bir yönüyle de üretilen bilginin tanıtımının yapılacağı uluslararası bir fuar içeriği de taşır. Hac esnasında günlük giysilerinden soyunup, bembeyaz lekesiz ihram örtülerine bürünen Müslümanlar, her türlü gösteriş ve alâyişten uzaklaşmayı, ziynet ve servetle böbürlenmemeyi, insanlar arasındaki eşitliği, ölümü ve ötesini hatırlamayı fiilen yaşayıp öğrenmeleri yanında, kötü arzu ve alışkanlıklarından da sıyrılıp, tertemiz yeni bir yaşayışa başlama iradesini de sergilerler. İhramlı için konulan yasaklar, hiç kimseye hatta haşerelere bile zarar vermeme, bütün yaratıklara şefkat ve merhamet, zorluklara sabır, kısaca kişiye düzenli ve disiplinli yaşama melekesi kazandırır. Böylece hac farîzasını eda eden Müslümanlar, Allah'ın hoşnutluğunu kazandıkları gibi çevresindekilere faydalı olma, hiç değilse zarar vermeme alışkanlığı kazanmış olurlar. Hz. Peygamber işte bu anlayışla haccedenler için "Kim Allah için hacceder de bu esnada, Allah'ın rızâsına uymayan kötü söz ve davranışlardan ve Allah'a karşı gelmekten sakınırsa, kul hakkı müstesna annesinin onu doğurduğu günkü gibi günahlarından arınmış olarak hacdan döner" Buhârî, "Hac", 4; Müslim, "Hac", 438 buyurmuştur. KABE'NİN TARİHİ NEDİR? Haccın sebebi ve namazlarda kıblegâhımız olan Kâbe, yeryüzünde Allah'a ibadet için yapılan ilk binadır. Allah'ın emri ile Hz. İbrâhim ve oğlu Hz. İsmâil tarafından Mekke'de yapılmıştır. İnşaat tamamlandıktan sonra, Cibrîl tavafın ve haccın nasıl yapılacağını fiilen göstermiş; Hz. İsmâil de bunu Hicaz halkına ögretmiştir. Hz. İbrâhim'den sonra müşrikler tarafından haccın zamanı ve eda edilişi üzerinde yapılan tahrif ve değişiklikler, Resûl-i Ekrem'in Vedâ haccındaki uygulaması ile tekrar aslî haline dönmüştür. Hz. Peygamber bu haccında İslâmî haccın nasıl yapılacağını amelî olarak göstermiş, hataları düzeltmiş ve "Hac menâsikini benden alın, benden gördüğünüz gibi yapın" Müslim, "Hac", 310 buyurmuştur. HAC İLE İLGİLİ GÖRÜŞ AYRILIĞI VAR MIDIR? Bununla birlikte, Hz. Peygamberin bu uygulamasında hangi fiil ve alt ibadetlerin hac ibadetinin aslî ve talî unsurları olduğu, terkedildiğinde nasıl telâfi edileceği konusu ayrıntıyla belirtilmediği için, bu husus daha sonraki dönemlerde fakihler arasında tartışmalı kalmış, her bir fıkıh mektebi kendi bakış açısına göre bir değerlendirme yapmıştır. Haccın rükün ve şartları, vacip ve sünnetleri, hac yasaklarının ihlâli halinde ne gerekeceği konularındaki farklı ictihadlar, esasen bu değerlendirme farklılıklarını yansıtır. Öte yandan hac ibadeti içinde yer alan ve bir kısmı sembolik davranışlardan ibaret olan fiiller menâsik, çoğunluk itibariyle Hz. Peygamber'den görüldüğü şekliyle yapılması gerektiğinden taabbudî nitelikte ise de, bir kısmı o günkü şart ve imkânlarla da alâkalı emir ve tavsiyelerdir. Böyle bir ayırım da hac ibadetinin ifası konusundaki görüş ayrılıklarına zemin hazırlamıştır.
İsteklilik ve Samimiyet Konuya başlamadan önce; Samimiyet nedir? Hangi durumlarda istekli oluruz? Anne-babamız veya arkadaşımız bize hediyeler sunduğunda neler yaparız? Allah’ın bize verdiği nimetler nelerdir? Peki biz karşılık olarak verdiği nimetler için neler yapabiliriz? İbadette samimiyet niçin önemlidir? Soruları sorulmalı öğrencilerin nabzı yoklanır. Konunun özeti İnsanı ibadet etmeye yönelten temel etken imandır. Yüce Allah'ın varlığına, birliğine, eşi ve Benzeri olmadığına bilinçli bir şekilde inanan insan, doğal olarak ona ibadet eder. İbadetlerde dikkat edilmesi gereken temel ilkelerden biri istekliliktir. Samimiyet, ibadetlerle ilgili temel ilkelerden biridir. Dinimizde ibadetlerin özenli, bilinçli ve samimi bir şekilde yapılmasına önem verilir. İnsanların huşu içerisinde bütün benlikleriyle ve samimiyetle Allah’ a yönelmeleri, ona ibadet etmeleri istenir. İsteyerek yapılan ibadetlerle gönülsüz yapılan ibadetler arasında ki farklar sorulabilir. Sevgili peygamberimizin bir hadisi, “Allah sizin dış görünüşünüze ve mallarınıza bakmaz. Ancak amellerinize ve kalplerinize bakar.” İle ilgili öğrencilere kısa bir kompozisyon yazdırılabilir.
Bu yazıda “İbadetlerin toplumsal hayata katkılarını araştırınız.” sorusunun cevabını kısaca yazdık. İbadet Allah’ın emrettiği davranışlardır. İbadetin bir çok faydası vardır. Toplumsal hayata katkıları şunlardır;İbadetler toplumun kaynaşmasını, birlik ve beraberliğin artmasını toplumda makam, mevki ve zenginlikten kaynaklanan kibir ve gururun yanlışlığının fark edilmesini komşuluk ve akrabalık bağlarını güzel ahlakın yaygınlaşmasına katkı duygusunu Toplumsal hayata katkılarına örnekler verelimHangi ibadetin ne tür toplumsal faydası var örnekler verelim;Hac ibadeti farklı ırk, dil, ülke ve renklerden Müslümanları bir araya ayı; mukabele, iftar, teravih, bayramlaşma gibi ibadetlerle komşuluk ve akrabalık bağlarını güçlendirirRamazanda oruç tutarak gün boyu aç ve susuz kalan bir insan, açlığın ve susuzluğun zorluğunu fark eder. Zor durumda olanların halini anlar ve yardımlarına cemaatle kılmaya devam eden, camide sürekli bir araya gelen Müslümanlar birbirlerinin sevinç ve kederlerini paylaşma imkanı bayramı ile dağıtılan kurban etleri yardımlaşmayı sağlar, kardeşlik duygularını BİLGİ NOTUİbâdet dinî bir terim olarak insanın Allah’a saygı, sevgi ve itaatini göstermek, O’nun hoşnutluğunu kazanmak niyetiyle ortaya koyduğu belirli tutum ve gerçekleştirdiği sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders kitabı cevapları
ibadetlerin toplumsal hayata katkılarını araştırınız