hz musa nın güzel sözleri
Sen bizim dostumuzsun, bizi bağışla ve bize merhamet et! Sen bağışlayanların en hayırlısısın. Bu dünyada da bize iyilik yaz âhirette de! Çünkü biz sana yöneldik!" (A'râf: 155-156) Bu yazı, dualar, hz musa duası, peygamber duaları, hz musa duası fazileti, hz musa duası hangi surede, musa aleyhisselâmın duası, hz musa
Allah ondan suyun akıntısını tuttu. Öyle ki su kemer gibi oldu. Balık için bir kanal meydana gelmişti. Hz. Musa (a.s.) ve hizmetçisi bu manzaraya şaşırdılar. Günlerinin geri kalan kısmı ile o gece boyu da yürüdüler. Musa'nın arkadaşı ona, balığın gitmesini haber vermeyi unutmuştu. Sabah olunca Hz. Musa (a.s.) hizmetcisine:
SULTAN ŞEYHMUS (MUSA BİN MAHİN EL-MARDİNİ K.S.) Hz. Abdülkadir Geylani devrinde yaşamış evliyanın büyüklerinden olan Şeyh Musa Ezzuli, Mardin’de yaşamış, orada vefat etmiştir. Kabri şerifleri, Mardin Şehrine yaklaşık 20 km. mesafede, Diyarbakır yolu üzerinde olup ziyaretgâh-ı enamdır. Kabri şeriflerinin bulunduğu
Musanın etkileyici ve doğru sözleri Firavun’u kızdırmıştır. Ve bunun üzerine Firavun zorba karakterini bir kez daha açığa vurmuş, eğer buna devam eder ve kendisini ilah olarak kabul etmezse, Hz.
HZ. MEVLANA’DAN GÜZEL SÖZLER. Mevlana’nın Yedi Öğüdü: 1. Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol. 2. Şefkat ve merhamette güneş gibi ol. 3. Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol. 4. Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol. 5. Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol. 6. Hoşgörülülükte deniz gibi ol. 7.
Site De Rencontre Gratuit Pour Homme Celibataire. Bu sayfada Dacik nedir Dacik ne demek Dacik ile ilgili sözler cümleler bulmaca kısaca Dacik anlamı tanımı açılımı Dacik hakkında bilgiler resimleri Dacik sözleri yazıları kelimesinin sözlük anlamı nedir almanca ingilizce türkçe çevirisini bulabilirsiniz. Dacik nedir, Dacik ne demek Yerel Türkçe'deki anlamı İslâm dininden başka dinde olanlar. Ermeni. anlamı, kısaca tanımıErmeni Ermenistan'da ve dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan halk veya bu halktan olan kimseYahudi Hz. Musa'nın dinine bağlı olan kimse, Musevi, Bilinenden ayrı, değişik, farklı, özge. Nitelik yönünden alışılmışın dışında bir üstünlüğü olan. "Ayrıca, üstelik, bir yana" anlamlarında -den başka biçiminde kullanılan bir Oğlan. Oğlan, erkek çocuk. Vakia, olan. Oğul, İyi, güzel, Ermek "Hey, bana bak, baksana" anlamlarında bir seslenme sözü. Cümlede rica anlamını pekiştirmek için kullanılan bir söz. Üzerine dikkati çekmek için söylenen söze katılan bir dillerde Dachshundköpeği anlamı nedir?İngilizce'de Dachshundköpeği ne demek ? dachshund dog Sayfa düzgün görüntülenmiyorsa, lütfen sayfayı yenileyin. F5
Allah Teala Hz. Musa’yı peygamber olarak görevlendirdiği tarihte Mısır’da çok zalim bir kral olan Firavun Allah Musa’ya, Firavun’a git, ona yumuşak söz söyle, olabilir ki Allah’ı hatırlar, zulüm ve fesadı bırakır, senin doğruluğunu kabul ederek sana inanır, as. Firavun’un yanına gidince dedi ki “Ben alemlerin Rabbi olan Allah’ın peygamberiyim, İsrailoğullarını benimle serbest bırakman için Allah beni sana gönderdi.”Firavun,“Şu senin bahsettiğin ve beni peygamber olarak gönderdi dediğin Allah nedir ki?”Musa as.,“Allah, âlemlerin ve bütün varlığın Rabbidir. O, sizlerin de ve sîzlerden önce gelen atalarınızın da Rabbidir ” bu sözlerin doğruluğuna delilin varsa haydi göster, evet bir mucize göster de görelim.” dedi.“Musa asasını yere attı apaçık ve kocaman bir yılan koynundan çıkarmasıyla da bakanların hepsi onu bembeyaz gördüler.”Firavun’un etrafında toplanan devlet adamları,“Bu çok usta bîr sihirbazdır.” Musa! Senin gibi sihir yapan bizde de çok sihirbaz var. Bir gün kararlaştıralım da onları da çağıralım, o gün hep toplanırız, bakalım kim kime galip gelecek. Peygamberlik iddiasında bulunan sen mi daha üstünsün, yoksa onlar mı? Görelim.” günde Firavun, hükümet erkânı ve birçok halk topluluğu, sarayın önündeki geniş meydanda toplandılar. Memleketin her tarafından toplanan sihirbazlar da oraya getirilmişlerdi. Musa da kardeşi Harun’la beraber orada hazır Firavun’a,“Biz galip gelirsek bize büyük ikramiye ve mükâfatlar vereceksiniz değil mi?” vereceğim, hem de benim yanımda sizin büyük rütbe ve mevkiniz olacak.” Hazret-i Musa’ya,-“Sen mi evvel başlarsın, yoksa biz mi başlayalım?” as. onlara,“Siz başlayınız.” asalarını ve iplerini yere attılar, bunlar derhâl küçüklü büyüklü bir takım yılanlar gibi hareket etmeye, açılıp kıvrılmaya üzerine Musa asasnıı yere bıraktı. O anda asa koskoca bir ejderha oldu. Kocaman ağzını açtı, meydanı dolduran o yılanları yutmaya başladı. Kaçanların arkasına düştü hepsini tutup yuttu. Ortada sihirbazların yaptıklarından hiçbir eser kalmadı. Seyirciler dehşetli bir heyecan ve korku içinde kaldılar. O zaman Musa as. ilerledi ve koskoca yılanı tuttu. Eline alır almaz derhâl asa hâlini büyük bir mucize anda sihirbazlar Musa’nın as kendileri gibi bir sihirbaz olmadığını anladılar ve “O, mutlaka “Beni Allah gönderdi.” sözünde doğrudur. Muhakkak ona Allah yardım ediyor, biz de bütün varlıkların Rabbi, Musa ve Harun’un Rabbine iman ettik.” dediler ve yere baş koyup Allah için secdeye vardılar. Bu hâli gören Firavun sihirbazlara fena hâlde öfkelendi, çünkü onlar gözleri önünde Musa ve Harun’un tanrısına iman sihirbazlara,“Göreceksiniz size neler edeceğim. Çok acı, azaplar ve ıstıraplar vereceğim.” dedi. Firavun hâlâ Musa’yı as. sihirbaz zannediyor ve onun peygamber olduğuna Firavun’a çekinmeden,“Biz artık senin azabından korkmuyoruz. Sen bize dünyada azap edebilirsin fakat Allah öbür âlemde bizi cennete koyacaktır. Cennet ise bu dünyadan çok hayırlıdır. İstediğini yap, artık biz bir daha eski dinimize dönemeyiz.” Hz. Musa’nın mucizesi karşısında nasıl mağlup olduğunu bir de Kur’an-ı Kerim’den takip Musa Firavun’a, “Ben, âlemlerin Rabbinin elçisiyim.” deyince;Firavun, “Âlemlerin Rabbi de nedir?” dedi. Şu’ara 23-29,3051Musa, “O, göklerin ve yerin ve her ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir. Eğer gerçekten inanırsanız bu böyledir.”Firavun, “Eğer benden başka bir ilah edinirsen, andolsun seni zindana atılanlardan ederim.” “Sana apaçık bir delil getirmiş olsam da mı?” “Doğru söyleyenlerden isen haydi getir onu.” üzerine Musa, asasını attı, bir de ne görsünler, asa açıkça kocaman bir yılan koynundan çıkardı, bir de ne görsünler, bakanlara bembeyaz çevresindeki ileri gelenlere, “Şüphesiz bu, bilgin bir sihirbazdır.” dedi.“Sizi, yaptığı sihirle, yurdunuzdan çıkarmak istiyor. Ne dersiniz?”Dediler ki “Onu ve kardeşini alıkoy. Şehirlere de toplayıcı adamlar gönder.”“Sana bütün usta sihirbazları getirsinler.”Böylece sihirbazlar, belli bir günün belirlenen bir vaktinde bir araya da “Siz de toplanır mısınız?” denildi.“Umarız, üstün gelirlerse sihirbazlara uyarız.” dediler.Sihirbazlar gelince, Firavun’a, “Eğer biz üstün gelirsek, gerçekten bize bir mükâfat var mı?” “Evet, hem o takdirde mudaka bana yakın kimselerden olacaksınız.” onlara, “Hadi ortaya atacağınız şeyi atın.” üzerine onlar iplerini ve değneklerini attılar ve “Firavun’un gücüyle elbette bizler üstün geleceğiz.” da asasını attı. Bir de ne görsünler, asa onların uydurdukları sihir takımlarını üzerine sihirbazlar derhâl secdeye kapandılar.“Âlemlerin Rabbine inandık.”“Musa’nın ve Harun’un Rabbine” “Ben size izin vermeden ona inandınız ha? Mutlaka o, size sihri öğreten büyüğünüzdür. Yakında bilip göreceksiniz siz! Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi asacağım.” şöyle dediler “Zararı yok, mutlaka Rabbimize döneceğiz.”“Burada ilk inananlar biz olduğumuz için şüphesiz Rabbimsin, hatalanmızı bağışlayacağını umuyoruz.”
© 2022 Mevlana Sözleri. Tüm hakları saklıdır.
Mevlânâ Mesnevîsinde ve Çoban hikayesini anlatırken Hz. Musa’nın kendi hâlinde ve kendince Allah’la konuşan bir çobana rastlamasıyla başlayan hikâyesini şöyle kurgular Hz. Musa dağları dolanırken bir çobana rastladı. Çoban, dizüstü çökmüş, ellerini semaya açmış dua ediyordu. Bu durum Hz. Musa’nın çok hoşuna gitti. Ama çobanın duasını duyunca şaşırdı. Ey kerem sahibi rabbim! Seni ne kadar severim bir bilsen. Ne istersen yaparım, yeter ki sen iste… Neredesin ki sana kul, köle olayım. Çarığını dikeyim, saçını tarayayım. Elbiseni yıkayayım, bitlerini kırayım. Ey yüce rabbim, sana süt ikram edeyim. Senin elini öpeyim, ayağını ovayım… Bütün keçilerim sana kurban olsun. Bütün nağmelerim, heyheylerim senin yâdınladır rabbim!” Çobanın böyle konuştuğunu gören ; “Ey çoban bu sözleri kime söylüyorsun, kiminle konuşuyorsun?” diye sordu. “Bizi yaratan, işte bu yeri ve göğü halk edenle…” diye cevap verdi çoban. Musa şöyle dedi “Vah vah, sen sersemleşmişsin. Yazık sen daha Müslüman olmadan kâfir oldun. Bu ne saçma söz, bu ne küfür! Çarık elbise anca sana yaraşır. İlâhî sıfatlarda cisim sahibi olmak ve ihtiyaç sahibi olmak gibi bir şey var mı?” Sen bu sözleri kime söylüyorsun? Amcana mı, dayına mı? Tanrı böyle kulluk istemez. Musa’nın sert sözleri karşısında çoban büyük bir üzüntü ve pişmanlık duyarak şöyle dedi “Ya Musa, ağzımı bağladın, pişman ettin beni ” dedi, ardından yana yana bir ah çekti inleyerek, başını alıp çöle doğru gitti. Derken Musa Peygamber’e Allah’tan şöyle bir vahiy geldi “Ey Musa; Biz çobandan razıydık. Sen işittiklerini inkar ve küfür saydın. Bir kabahati varsa bile ne tatlı kabahatti onunki. Senin görevin ayırmak değil birleştirmektir. Onun için övgü olan, senin için yergi olabilir. Ona bal olan sana zehir olabilir. Biz dile, söze bakmayız; kalbe ve hâle bakarız. Gönül huşu içindeyse o gönle bakarız, isterse sözünde zül ve inkıyat olmasın. Ey Musa; edep bilenler başka, içi yanmış aşıklar başka. Âşıklar her solukta bir başka yanarlar.” Hz. Musa hatasını anladı. Yollara düşüp o çobanı aramaya başladı. Nihayet çobanı buldu “Müjde Allah-u Teâlâ’dan izin geldi. Gönlün ne istiyorsa onu söyle, bildiğin gibi dua et, Allah nazarında böylesi daha kıymetlidir. Hiçbir şeye aldırma, korkusuzca çöz dilini.” Elbette yakarmanın bir usulü vardır fakat samimi olması her şeyden evladır. Çoban ilahi aşka ulaşmıştı, aynı halde değildi. Ey Musa; ben o hal ve o sözden geçtim, şimdi benim halim söze sığmaz.” Hz. Mevlana Mesnevisinde Çoban hikayesiyle, ibadette önemli olan ve eksikte olsa kabulü için şart olan şeyin, ihlas ve samimiyet olduğunu anlatmıştır. Allah katında makbul olacak olan şey; kişinin dış görünüşü ya da sahip oldukları değil, yaptığı işlerde ihlaslı olmasıdır. İnsanlarla ilgili hüküm verirken zahirlerine bakarak değil, samimiyetlerine bakarak değerlendirme yapmalıyız. İnsanlarla ilgili peşin hükümlü olmamalıyız. Allah’ın lafızlara değil de kalplere nazar ettiğini unutmamalıyız.
mevlananın peygamberimizle ilgili sözleri Mevlâna'nın Peygamberimiz Hz. Muhammed'e karşı beslediği sevgi ve aşk eserlerinin her yerinde mevcuttur. Ey dostum, ey dostum, ey başka sığınağa gerek duymayan dostum, ey dilberim, ey gönül bağım olan dostum, ey mahrem ve sığınağım. Ey yeryüzünde bize ay olan, ey gece yarılarında bize seher olan, ey tehlikede bize siper olan, ey şekerler dolu bulutumuz. Ruhumda çok güzel yol alıp yer edindin sen, derdime çok güzel ilâçsın sen ey din ve imanım, ey cevherler dolu okyanusum. Ey karanlık gecelerin aydınlık ışığı, ey yolunu şaşırmışların yol göstericisi, ey her kafilenin kıblesi, ey kervanımın klavuzu. Sen bana Musa'nın Tur'usun, sen bana İsa'nın sıkıntıları giderenisin, hem nurumun nurunun nurusun, hem Ahmed-i Muhtar'ımsın sen Mesnevî'de yer alan şu beyitler Hz. Muhammed SAV için yazılmış en güzel övgülerden olup hem günümüzde O'na saldıranlar için hem de sevenleri için bir işarettir Bu nedenle Peygamber'e "Ey korkup örtüye bürünen, örtünün altından çık." diye seslenildi. Başına örtüyü çekme, yüzünü örtme. Çünkü dünya şaşkın bir cisimdir, sense akılsın. İddiacıdan utanıp gizlenme sakın. Çünkü sen, parlayan vahiy mumunu taşıyorsun. Haydi, geceleyin kalk. Çünkü sen mumsun ey sultan; geceleyin mum ayakta durur. Senin nurun olmadıkça aydınlık gündüzde bile gecedir. Sana sığınmadıkça, aslan tavşana esirdir! Ey Mustafa! Bu safa denizinde kaptanlık et! Çünkü sen, ikinci Nuh'sun. Her yolda, özellikle deniz yolunda, akıl sahibi bir kılavuz gerekli. Kalk da bak yol yorgunu kervana. Bak her bir yanda kaptan olmuş bir guiyabani. Zaman'ın Hızır'ı sensin. Her geminin kurtuluşu sendedir. Ruhullah İsa gibi yalnız yürüme. Bu topluluğun önünde gökyüzündeki ışık gibisin, güneşe benziyorsun. Halktan kopmayı, köşene çekilmeyi bırak. Ey peygamber, hidayet, Kaf Dağına benzer, sen iseAnkâsın. İnziva zamanı değil, gir topluma. Dolunay, geceleyin yürür göğün zirvesine. Köpeklerin sesinden çekinip bırakmaz yürüyüşünü. Kınayanlar, senin dolunayına ve zirveye yürüyüşüne, tıpkı köpekler gibi havlayıp dururlar. Bu köpekler, sağırdır "susun" emrine. Senin dolunayına karşı akılsızca havlayıp dururlar. Terk etme hastayı, ey şifa. Sağıra kızıp da körü bastonsuz bırakma. Sen dememiş miydin, köre yolda yardım eden, Allah'tan yüz sevap ve ecir kazanır, diye? Kim körün kırk adım yürümesine yardım ederse, bağışlanmış ve doğru yola ulaşmış olur, dememiş miydin? Öyleyse bu fani dünyada, bölük bölük alıp götür körleri. 5 Dr. Hasan Almaz 4 Divan-i Kebir. 1/1798, 5 Mesnevi, IV/1453-74
hz musa nın güzel sözleri